5 Mart 2019 Salı

Arduino Nedir?

ARDUINO'NUN TEMEL BİLEŞENLERİ VE UFAK BİR PROGRAM(ORTA SEVİYE)






















30 Kasım 2017 Perşembe

DONANIM VE YAZILIM (VÜCUT VE RUH)

BİLGİSAYARI OLUŞTURAN ÖĞELER

Bir bilgisayar sistemi donanım ve yazılım sistemlerinden oluşur.

Bilgisayar Donanımı(Hardware): Fiziksel olarak bilgisayarı oluşturan parçaların tümüne donanım denir. Elle tutulup gözle görülen elektronik devrelerden oluşur. Ekran, klavye, sabit disk(harddisk), fare, yazıcı, bellek, işlemci gibi bileşenler donanıma örnek verilebilir. Donanım= Vücut.





Bilgisayar Yazılımı(Software): Bilgisayarı yönetmemizi sağlayan yönergelere yazılım denir. Kullanıcının bilgisayarı kullanmasını ve uygulama geliştirmesini sağlayan tüm programlardır. Yazılım = Ruh. Yazılım iki ana bölüme ayrılır.

1. Sistem yazılımları: Bilgisayarı yöneten yazılımlardır. İşletim sistemleri ve programlama dilleri bu sınıfa girer(örn. MS Windows XP, Linux, Java, PHP).

2. Uygulama Yazılımları: MS-Office paketi, market otomasyonu, muhasebe programları gibi kullanıcı bazlı programlar bu sınıfa girer.

27 Kasım 2017 Pazartesi

Sketchup Neden Donuyor

Sketchup’ın 2017 sürümünü kullanıyordum. Bir gün durup dururken Mouse ile seçme işlemini çok uzun sürede yapmaya başladığını fark ettim. O zamanda birkaç program yükleyip kaldırıyordum. Ve Sketchup’ da büyük dosyalarda çalışma yapıyordum. Dedim herhâlde virüs bulaştı.  Sonra başka bir bilgisayarda benim bilgisayardan daha düşük bir bilgisayarda çalışmaya başladım kasması gereken o bilgisayarken benim bilgisayarım program açılınca kasıyordu. Sonra bilgisayardan kaynaklı diye bilgisayarıma format attım. Program yine aynı hataları vermeye başladı bu sefer ilk günden L . Sonra geniş çapta araştırmalarım sonucunda ekran kartımla alakalı olduğuna karar verdim ama ekran kartıma da güveniyordum. Güvenmeliymişim de J. Velhasıl kelam sadede gelecek olursak bunu düzeltmenin iki yolu var birincisi;
Sketchup kısayulunun üzerine gelip Mouse sağ tık>grafik işlemciyle çalıştır> grafik işlemciniz program açılacaktır.




Bununla ilk açılışta kendi grafik kartınızla çalışmasını istiyorsunuz ki gerçek performans budur diyebilirsiniz. Eksi yanı her açılışta bunu yapmanız gerekecek L ama üzülmeyin ki çözüm yolu var.
İkinci yöntem olarak birincinin de çözüm yolu olan seçenek burada bilgisayarımızın kendi grafik kartı seçeneklerini değiştiriyoruz. Bu şuanda nelere yol açar bilmiyorum ama Sketchup’ı düzgün çalıştırıyor. Bunun için; 
Masaüstünde boş bir yerde Mouse sağ tık>NVIDIA denetim masası>tercih edilen grafik işlemci>grafik işlemcinizin seçimi>uygula




Bunu yaptıktan sonra emin olun güzel bir şekilde çalışmalarınıza devam edebilirsiniz. J
Ekstra bilgi verecek olursak performans hızınızı arttırmak isterseniz; (Her grafik kartı bunu desteklemeyebilir.)
Sketchup>window>preferences>openGl>8x>ok


15 Kasım 2017 Çarşamba

karekodu bulunan oyun



Karekod sizi bir oyuna yönlendirir. Karekodu okutmadan devam etmek isterseniz tıklayınız.



5. sınıf kelime işlemci oyunu

13 Kasım 2017 Pazartesi

ALU(Arithmetic Logic Unit-Aritmetik Mantık Birimi)


ALU


Aritmetik Mantık Birimi (AMB) aritmetik ve mantık işlemlerini gerçekleştiren bir dijital devredir. AMB en basit işlemi gerçekleştiren mikro denetleyiciden, en karmaşık mikroişlemciye sahip bir bilgisayara kadar tüm işlemcilerin yapıtaşıdır. Modern bilgisayarların içinde bulunan mikroişlemcilerin ve ekran kartlarının içinde çok karışık ve güçlü AMB’ler bulunmaktadır. AMB kavramına ilk olarak 1945 yılında matematikçi John von Neumann EDVAC adlı yeni bir bilgisayar üzerine bulgularını anlatan raporunda değinmiştir.
İşlemciler birçok işlemi bir veya daha çok AMB ile gerçekleştirilir. AMB veriyi giriş yazmaçlarından alır, işletir ve sonucu bir çıkış yazmacına kaydeder. Kontrol birimi AMB’nin veriye hangi işlemi yapacağını seçer. İşlemcinin diğer mekanizmaları yazmaçlar ve hafıza arasında verileri taşır.

Şekilde görülen 2-bit AMB’nin A ve B isminde iki tane girişi bulunmaktadır. A[0] & B[0] en anlamsız biti (basamak değeri en düşük biti), A[1] & B[1] en anlamlı biti (basamak değeri en yüksek biti) göstermektedir. A ve B girişleri soldaki 4 tane mantık kapısına (yukarıdan aşağıya) yönlendirilmektedirler: XOR , VE, VEYA ve XOR.Yukarıdaki 3 mantık kapısı XOR, VE ve VEYA işlemini gerçekleştirirken en son XOR kapısı tam toplayıcının (full adder) giriş kapısıdır. Son adımda ise istenilen sonuç çoklayıcı yardımıyla seçilir. Denetim biriminden gelen 3 bitlik işlem kodu (OP) çoklayıcıya hangi girişi seçmesini gerektiğini belirtir.

İşlem kodu = 000 → XOR İşlem kodu = 001 → VE
İşlem kodu = 010 → VEYA

İşlem kodu = 011 → Toplama

Çoklayıcının geri kalan 4 çıkışı farklı işlemler (çıkarma,çarpma vs.) için boş durumda beklemektedir.Gelen elde(carry-in) ve çıkan elde (carry-out) bir çeşit durum yazmacına bağlanmıştır.

1) Aritmetik ve lojik ünite

İşlemci tarafından gerçekleştirilecek matematiksel ve mantıksal işlemlerin yapıldığı bölümdür.

Aritmetik lojik ünitenin yapısı






Sekil-1 Genel AMB blok yapısı

Bu birime giriş işlemleri, akümülatör kaydedicisiyle bellekten alınan veri arasında veya akümülatörle diğer kaydediciler arasında olabilir. ALU’ nun mikroişlemci içerisindeki basitleştirilmiş çalışma biçimi Şekil-2’de görülmektedir.
















Sekil-2 AMB'nin Mikroişlemci içinde çalışma biçimi

ALU işlemleri ADDER (toplayıcı) ve SHIFTER (kaydırıcı) denilen iki esas devre ile gerçekleştirilir. Genelde, bu esas devreler ALU olarak anılmaktadır. Ancak bilgileri depolayıcı ve değerlendirici bazı yardımcı devrelerden de yararlanılır. Bu yardımcı devreler:

Akümülatör

Başlangıç ve sonuç bilgilerini depolamak için akümülatör kullanılır. Bazı mikroişlemcilerde akümülatör yerine VERİ KAYDEDİCİ (data reg) kullanılmıştır.

Geçici kaydedici (temporary register)

Bellekten alınan işlem bilgilerinin ilk durak yeri: geçici kaydedicidir.

Bayrak kaydedici (flag register)

Bazı mikroişlemcilerde bayrak kaydedici yerine; ALU tarafından yapılan işlemlerin sonucunu gösteren ve bu sonuçları değerlendirme ortamını yaratan devredir. Bu sonuçlara göre bazı düzeltmeler gerekiyorsa bilgisayar bunları kendi kendine yapabildiği gibi bayrak ekrana çağrılarak bazı yarılarının dışarıdan yapılması da mümkün olmaktadır. Durum kaydedici veya Koşul kodu kaydedici değimleri de kullanılır. Aritmetik lojik işlem birimi ve bu yardımcı devrelerinin tümüne birden ALU gurubu denir. Yalnızca ALU denildiğinde ise asıl işlem yürütücü kısım olan ADDER ve SHIFTER amaçlanır.

Kontrol birimi


İşlemciye gönderilen komutların çözülüp (komutun ne anlama geldiğinin tanımlanması) işletilmesini sağlar. İşlemci içindeki birimlerin ve dışındaki birimlerin eş zamanlı olarak çalışmasını sağlayan kontrol sinyalleri bu birim tarafından üretilir.

Aritmetik lojik ünitenin fonksiyonları

Aritmetik işlemler denilince başta toplama, çıkarma, bölme ve çarpma; mantık işlemleri denilince AND, OR EXOR ve NOT gibi işlemler akla gelir. Komutlarla birlikte bu işlemleri, mantık kapılarının oluşturduğu toplayıcılar, çıkarıcılar ve kaydıran kaydediciler gerçekleştirirler. Bloklaştırılmış bu devreler bir dâhili veri yolu vasıtasıyla birbirlerine, bir başka veri yolu ve tamponlar vasıtasıyla kaydedicilere ve zamanlama-kontrol birimine bağlanmıştır.

ALU’ da gerçekleşen bütün bu işlemler kontrol sinyalleri vasıtasıyla Zamanlama ve Kontrol Biriminin gözetiminde eşzamanlı olarak yapılır. Mikroişlemcinin temel elemanlarından biridir. ALU iki parçadan oluşur: Aritmetik ve lojik üniteler.

a)Aritmetik ünite: Toplama, çıkarma, artırma, azaltma gibi işlemleri yapar.

b)Lojik ünite: AND, OR, NOT gibi işlemleri gerçekleştirir

Kullanıcı Hesabı Denetimi (UAC)

Kullanıcı Hesabı Denetimi (UAC)


Kullanıcı Hesabı Denetimi (UAC), Windows işletim sistemlerindeki bir güvenlik bileşenidir. UAC, kullanıcıların sık kullanılan görevleri kullanıcı değiştirmek, oturumu kapatmak veya Farklı Çalıştır özelliğini kullanmak zorunda kalmadan, ister yönetici yetkileri olmadan, ister yönetici olarak gerçekleştirmelerini sağlar.

UAC Etkinken Bir Programı Yükleme ve Çalıştırma


Bazı uygulamaları sisteme yüklemek için yönetici düzeyinde erişim belirteci gerektiğinden, işletim sisteminde kurulum programının başlatıldığını otomatik olarak algılayan bir mekanizma vardır. UAC bir uygulama kurulumunu algıladığında, kullanıcının bu yükleme işlemini doğrulaması için bir onay istemi görüntüler. Yükleme tamamlandığında, uygulama, eğer bir yönetim uygulaması değilse, kullanıcıdan hiçbir onay ya da kimlik bilgisi istemez..

Onay İstemi


Onay istemi, kullanıcı bir kullanıcı yönetim erişimi gerektiren bir görev gerçekleştirmeyi denediğinde sunulur: 'Aşağıdaki programın bu bilgisayarda değişiklik yapmasına izin vermek istiyor musunuz?'





UAC Nasıl Kapatılır? Nasıl Açılır?




 UAC Kullanıcı hesap denetimi nasıl açılır?

Kullanıcı Hesabı Denetimini açma veya kapatma işlemi için şu adımları takip edin:


Kullanıcı Hesabı Denetimi (UAC), bilgisayarınızda izinsiz değişiklik yapılmasını önlemenize yardımcı olur. Görev, yazılım yükleme ve diğer kullanıcıları etkileyen ayarların değiştirilmesi gibi yönetici hakları gerektirdiğinde sizden komut isteyerek çalışır.

Kullanıcı Hesabı Denetimi özelliğini kapatmanız önerilmez. Özelliği kapattıktan sonra en kısa sürede yeniden etkinleştirin.

Başlat düğmesi, Denetim Masası, Kullanıcı Hesapları ve Aile Güvenliği ( ya da, ağ etki alanına bağlıysanız, Kullanıcı Hesapları) ve ardından Kullanıcı Hesapları‘nı tıklatarak Kullanıcı Hesapları’nı açın.
Kullanıcı Hesabı Denetimi’ni aç veya kapat‘ı tıklatın. Yönetici parolası veya onay istenirse, parolayı yazın veya onay verin.
UAC işlevini etkinleştirmek için Bilgisayarınızı korumaya yardımcı olması için Kullanıcı Hesabı Denetimi’ni (UAC) kullanın onay kutusunu işaretleyin veya UAC’yi kapatmak için onay işaretini temizleyin, ardından Tamam‘ı tıklatın.



 UAC Nasıl Kapatılır?



UAC: Gri Ekranda Takılı Kalma Sorununun Çözümü


 UAC: Gri Ekranda Takılıp Kalmaya Çözüm

Eğer UAC’niz gri ekranda uzun süre kapalı kalıyorsa bu durumu düzeltmek için Kullanıcı Hesabı Denetimi Ayarları’na girerek 4 kademeli ayar çubuğunu en altın (kapalı) bir üstüne getirerek “Yalnızca programlar bilgisayarımda değişiklik yapmaya çalıştığında uyar (Masaüstümü soluklaştırma) seçeneğini seebilirsiniz. Microsoft bunu bilgisayarınız her seferinde uzun süre takılıp tepkisiz bekliyorsa

öneriyor.


[box type=”note”]Technopat Tavsiyesi:[/box]


UAC Ayarlarını en yüksek güvenlik ayarına getirdiğinizde her türlü değişiklik için sık sık karşınıza çıkacaktır. Bu ayarı genel olarak şüphelendiğiniz durumlarda kullanmanız faydalıdır. Genel günlük kullanımda varsayılan ayarlar yeterli


olacaktır. Windows Vista ya da Windows 7’de UAC’yi tamamen kapatmanızı tavsiye etmiyoruz.

UAC’nin tek başına sisteminizi korumakta yeterli olmadığını, iyi bir güvenlik duvarı, anti-virüs ve anti-zararlı yazılım uygulamasının da yanında kullanılması gerektiğini unutmayın.

UEFI Nedir?


UEFI Nedir?









UEFI, yenilikçi çözümleriyle kullanıcıların gözünü kamaştırıyor.

Yeni bir bilgisayar aldığınızı farzedelim. Ürünün açıklamasında UEFI BIOS imgesini görüyorsunuz ya da bir anakart alıyorsunuz fakat anakartın açıklamasında diğerlerinden farklı olarak UEFI BIOS imgesi var. Peki nedir UEFI BIOS? Eski anakartların hiçbirinde olmayan bu teknoloji, ödediğimiz ücrete gerçekten değiyor mu?

Bilgisayar kullanan herkes, BIOS’un (Basic Input/Output System – Temel Giriş/Çıkış Sistemi) ne olduğu konusunda en azından fikir sahibidir. BIOS, bilgisayarımızın temel görevlerini yerine getiren bir yazılımdır.

Bilgisayarınızın açılıp kapanmasını, bilgisayarınızda takılı donanımların birbiriyle olan iletişimini, bu donanımların çalışması gereken saat hızları ve frekans değerlerini kontrol eder. Hatta bazı kullanıcılar BIOS menüsüne girerek bu ayarları kendi istekleri doğrultusunda ayarlar.



Açıkça söylemek gerekirse, şu an kullandığımız BIOS tipi son 20 yılda herhangi bir değişiklik görmedi. Gene de bu haliyle bile kullanıcıları memnun edecek düzeyde. Bilgisayar teknolojisinin gelişmesiyle beraber gelen gereksinimleri de unutmamak gerek: BIOS üzerinden ısı izleme, fan ayarlarını takip etme, güç seçeneklerini denetleme, güvenlik seviyesini yükseltmek ve daha ileri bir teknoloji olan Turbo Boost gibi.

Elbette BIOSlar sonsuza kadar kullanıcıları tatmin edecek şekilde geliştirilmedi. Bugünkü BIOS sistemlerinin kalbinde 16-bit sistem yatmakta. Bu durum donanımlar ve işletim sistemi arasındaki bütünleşmeyi sağlayamayacak kadar kısıtlı. Kısaca özetlemek gerekirse, maksimum 1 MB belleğe erişim sağlayabilen BIOS, günümüz modern bilgisayarlarının gereksinimlerini karşılayamayacak kadar eskidi. Bu bağlamda BIOS’un yerini alacak yeni bir teknolojiye ihtiyaç doğdu.

UEFI’yı Tanıyalım

UEFI’ye giriş yapmadan önce açılımından bahsedelim. Unified Extensible Firmware Interface demek olan UEFI, eskimiş olan normal BIOS’tan çok daha gelişmiş bir görünüme sahip. Hatta ilk baktığımızda sanki anakartın içerisinde bir işletim sistemi yüklüymüş ve biz bunu kullanıyormuşuz hissine kapılabiliyoruz.


  




UEFI BIOS, gayet etkileyici bir görünüme sahip.

Aslında UEFI BIOS tek başına gerçek anlamda bir işletim sistemi sayılabilir. Sistemde takılı tüm belleklere erişebiliyorsunuz. Ayrıca tıpkı bir işletim sistemi gibi boş bir alana ihtiyaç duyuyor. Bu boş alanı ise anakartın üzerindeki OnBoard Flash bellek sayesinde sağlıyor. Teknik ismiyse, EFI System Partition. Adındaki ”Genişletilebilir” takısından da anlayabileceğimiz gibi yeni modülleri kolaylıkla ekleyebiliyoruz. Bunun içerisine aygıt sürücüleri ve dahili çevre birimleri de dahil. UEFI BIOS’unuzun ekranında isterseniz farenizin imleciyle dolaşabiliyorsunuz.

Dokunmatik bir ekrana sahipseniz bu yol ile arayüzü kontrol edebiliyorsunuz. Eskimiş mavi arayüze sahip BIOS’a göre bu özellik, oldukça heyecan verici.

Ayrıca UEFI sadece üst seviye bilgisayarlar için tasarlanmış bir teknoloji değil. Orta düzey bilgisayarlar, hatta ARM aygıtlar dahi artık UEFI ile beraber geliyor. Bu bağlamda, hiç kimse gelecekte çıkacak aygıtlarda bu teknolojinin var olmayacağını söyleyemez.




UEFI’yı Kim Keşfetti?



Aslında UEFI, çok daha önceleri geliştiriliyordu. Sektördeki devlerden Intel, 1998’de salt bilgisayar BIOS’unun yerine geçebilecek bir oluşum için kolları sıvamıştı. Yeni oluşturduğu Itanium işlemcisiyle beraber, 2002 yılında Extensible Firmware Interface (EFI) ismini resmileştirmişti.

Intel bu teknolojiyi sadece kendisi için saklamadı. 2005 yılında AMD, Apple, Dell, Lenovo ve Microsoft gibi firmalar da benzer çalışmalara başlamıştı. Bu organizasyonun tamamına ise Unified EFI Formu adı verildi. UEFI’ı UEFI yapan ”U” harfiyse, buradan gelmekte.

Herkes gibi siz de neden bu zamana kadar UEFI’ın kendini göstermediğini merak ediyorsunuzdur. Aslında farklı şekillerde birçok kez UEFI karşımıza çıktı. Örneğin 2006 yılında Apple tüm ürünlerinde Intel bileşenler kullanmaya başladı ve cihazlarına Boot öncesi yazılım olarak EFI’yı belirlediler. Bu sistem bugün bile Apple tarafından kullanılmakta.

Birkaç yıldan beri birçok Windows dizüstü bilgisayar da UEFI kullanmaya başladı. Nedeniyse, ürünlerine daha hızlı Boot ve daha esnek yapıya sahip bir yazılım sağlamaktı. Aslında UEFI kendi üzerine çok fazla ilgi çekmedi. Hatta çoğu kullanıcı kullandıkları BIOS’un UEFI BIOS olduğunu dahi fark etmedi. Elbette masaüstü bilgisayar piyasasını da etkilemedi. Çünkü anakartları geleneksel ve alışılmış olan BIOS’tan çıkartıp, daha gelişmiş ve karışık UEFI BIOS sistemine sokmayı hiç kimse istemedi. Aslında bakarsanız durum hala bu şekilde.



 UEFI BIOS, beraberinde birçok yeniliği getiriyor.


UEFI ve Windows 8

UEFI tarihine baktığımızda Microsoft’un donanımsal destek konusunda pek de iyi olmadığını görüyoruz. Aslında 2006 yılında teknoloji meraklıları Intel tabanlı iMac bilgisayara, Windows XP kurmak istediler. Ancak başarısız oldular; Zira XP’nin UEFI BIOS ile Boot edebilme gibi bir özelliği yoktu.

Apple’ın kullanıcılarına bu soruna ilişkin sunduğu çözüm ise oldukça basitti. Sadece bir yazılım güncellemesiyle, UEFI BIOS rahatlıkla geleneksel, eski BIOS’u kendi içerisinde çalıştırabiliyordu. Bu aslında UEFI BIOS’un ne denli güçlü ve ileri teknolojiler barındırdığına ilişkin somut bir kanıt.

Aslında Windows Vista ve Windows 7 de tam anlamıyla UEFI’ya destek veremiyordu. Zira 32-bit işletim sistemi ancak 32-bit UEFI Firmware’i ile, 64-bit işletim sistemi de ancak 64-bit bir UEFI Firmware’i ile çalışabiliyordu.



Windows Vista’nın 32-bit ve 64-bit sürümleri duyurulduğunda, hiçbir anakart üreticisi hem 32-bit’e, hem de 64-bit’e sahip UEFI BIOS’a destek vermeye, yeniden programlamaya yanaşmadı. Microsoft gerekli anlaşmaları sağlayarak önce Windows Vista 64-bit’te, daha sonra da Windows 7 64-bit’te UEFI BIOS’un yerleşik olarak desteklenmesini başardı. Ancak bu işletim sistemlerinin 32-bit sürümleriyse halen geleneksel BIOS’lara mahkum bırakıldı.

Ancak Windows 8’de Microsoft bu durumu ciddi anlamda aşıp, UEFI BIOS’u canı gönülden kucakladı. Tüm yeni Windows 8 etiketli dizüstü, masaüstü ve tabletlerde UEFI BIOS zorunlu kılındı. Elbette eski BIOS’a sahip bir bilgisayarınız varsa bunu Windows 8’e yükseltebiliyorsunuz. Fakat her şeye rağmen UEFI’ın sunduğu birçok yararlı özelliklerden mahrum kaldığınız bir gerçek. 


 

Geleneksel BIOS’un oldukça can sıkıcı bir görüntüsü var.

Bizim de beklediğimiz gibi UEFI BIOS beraberinde grafiksel gelişmeleri de getirdi. Artık işlemci, bellek ve Hard Disklerimize kolaylıkla fare yardımıyla ulaşabiliyoruz. Gayet kullanışlı olan bu metod ve yenilik, çoğu kullanıcı için



UEFI BIOS’a geçme adına bir sebep olabilir. Zira eskiden kullandığımız mavi renkli, klavyeyle kontrol ettiğimiz bir BIOS, bunun yanında oldukça ilkel görünüyor.

Her şeye rağmen elbette UEFI’ın tek yeniliği bu değil. UEFI, yeni HDD’ler ile de gayet uyumlu çalışıyor. Örneğin eski ve geleneksel BIOSlar Master Boot Record (MBR) bölme sistemi ile çalışmaktaydı. Bu yüzden de 2 TB’dan daha büyük bir disk kullanamıyorduk ve diski sadece 4 bölüme ayırabiliyorduk. 1983’te tasarlanan bu sistem belki zamanında oldukça geniş ve ulaşılması zor bir rakam gibi görünse de, şu an için oldukça yetersiz.

UEFI ise beraberinde GUID Partition Table (GPT) bölme sistemini kullanıyor. Bu da demek oluyor ki bir diski 128 bölüme bölebilirsiniz. Aynı zamanda toplam disk kapasitesi 8 ZB’a kadar çıkabilir. 8 ZB’ın anlamıysa sekiz milyar Terabyte demek. Şu an bazı modern BIOS’lar GPT ile çalışabilse de limitlenmiş durumdalar. Birçoğu büyük boyutlu diskleri Boot edemiyor. Disk limitiyse çağımız için çok anlamsız bir rakam. Sadece 3TB!

UEFI BIOS aynı zamanda size Windows 8 ile daha iyi bir performans veriyor. UEFI ve Windows 8’in Boot sistemi tamamen beraber çalıştığı için, hiçbir ekrana takılmadan direk olarak Windows arayüzüne geçiş yapabiliyorsunuz. Aynı zamanda anakartınızın Boot sıralamasını Windows 8 içerisinden seçebiliyorsunuz. UEFI BIOS kullanıyorsanız bu seçeneği ”Gelişmiş Başlangıç Ayarları”ndan yapabilirsiniz. Ayrıca Windows 8 olağan dışı bir biçimde çalışmıyorsa, bu ekran tekrar karşınıza çıkacaktır. Bu bağlamda tekrar kapatabiliyorsunuz.

Eğer normal bir BIOS kullanıyorsanız, Boot sıralamasını değiştirmek için bilgisayarınız başlamadan önce BIOS’a giriş yapmak zorunda kalıyorsunuz.





UEFI BIOS sayesinde Boot seçeneklerinizi Windows 8 üzerinden yapabiliyorsunuz.

Secure Boot

UEFI BIOS’un en önemli özelliklerinden biriyse Secure Boot özelliği. Bu özellik sayesinde UEFI sadece yazılımda yetkili olan işletim sistemine cevap verir. Bu sistemin çalışma prensibi, işletim sistemi içerisinde şifrelenmiş bir imzayı UEFI içerisindeki yetkili şifre veri tabanı ile karşılaştırılarak doğrulanıyor.

Satın aldığınız Windows 8 tabletlerde, dizüstü bilgisayarlarda ve masaüstü bilgisayarlarda bu durum geçerli. Anahtar, üretici tarafından anakarta entegre ediliyor, yani siz Secure Boot’un etkin olduğunu anlamıyorsunuz. Ancak farklı bir işletim sistemini başlatmaya çalıştığınız UEFI BIOS sistemi
Boot etmiyor.


Kulağa hoş gelmediği konusunda yalnız değilsiniz. Bu durum ilk duyurulduğunda açıkçası teknoloji dünyasında bir kargaşa yaşandı. Zira birçok şahıs Microsoft’u Linux gibi işletim sistemlerinin önünü kesmekle



suçladı. Kullanıcıları limitlemenin anlamsız olduğunu, isteyen kişi bilgisayarına istediği yazılımı yüklemeli polemiği ortaya çıkmıştı.

Her şeye rağmen birazdan altta da açıklayacağımız gibi Secure Boot’un sağladığı yararlar da kaçınılmaz. Zira bu sistem Windows 8 dizüstü ya da masaüstü bilgisayarınızda işlem yapmanıza engel olmuyor. İstediğiniz zaman BIOS menüsünden bu seçeneği kapatabiliyorsunuz. Böylece istediğiniz işletim sistemine Boot edebilir duruma geçiyorsunuz. Ayrıca eski bir donanıma sahip olsanız dahi Secure Boot sizin için bir problem olmayacak. Zira bu UEFI fonksiyonu, en son Firmware’e sahip UEFI BIOS ile beraber geliyor.

Ayrıca Secure Boot’u manuel olarak yapılandırmanız da mümkün. Örneğin Ubuntu için Secure Boot’a bir anahtar atayabiliyorsunuz. Bu bağlamda diğer işletim sistemleri (Ubuntu dışında) hiçbir şekilde UEFI BIOS sayesinde başlayamıyor. Burada önemli olan noktaysa, oluşturacağınız anahtarın, anakartınız, dizüstünüz ya da işletim sisteminiz için ayrıntılı bir biçimde yapılması.

Ayrıca Microsoft, bazı şirketlere Windows 8 ile aynı Boot anahtarına sahip olma şansı tanıyor. Ancak elbette ki belli bir ücret karşılığında. Fedora Linux da bunlardan biri. Fedora Linux’u kurup, direk olarak Boot edebiliyorsunuz. Herhangi bir ayar yapmanıza gerekmiyor zira Windows 8 ile aynı doğrulama anahtarına sahip.


Secure Boot’un Avantajları

Her ne kadar henüz Secure Boot’un avantajlarından bahsetmediysek de hemen başlayalım. Secure Boot, özellikle ev ve iş yerlerinde çok faydalı olabilir. Eğer bir bilgisayarda UEFI BIOS ve Secure Boot yoksa, 3. şahıs harici bir HDD’den Boot ederek kişisel bilgilerinizin bulunduğu sabit diske kolaylıkla ulaşabilir. Bu bağlam UEFI BIOS’un kendisine tanıtılan işletim sistemi dışında hiçbir işletim sistemine Boot etmemesi, böyle bir durumda hayat kurtarıcı olabilir.

Ev kullanıcıları için ise fiziksel bir casustan daha fazlası var. Ev kullanıcılarını tehdit eden unsur ise Malware, Rootkit tarzı bir virüsler. Bunlar sisteminize bulaştığında kendini direk olarak Bootloader’a



kaydedecek. Bu bağlamda siz her ne kadar virüsü temizleseniz de virüs sürekli kendini Boot edecek. Secure Boot sadece kendine tanımlanan Boot seçeneğine izin vermesinden ötürü, virüsü asla Boot etmeyecektir.

Secure Boot’u bu kadar övmüşken eksik noktasından da bahsetmek gerek. Açıkçası biz Microsoft’tan x86 mimarisinde de Secure Boot’u kapatabilmeyi beklemiştik. Ancak ARM tabanlı Windows RT’ye sahip bir aygıtınızda Secure Boot’u kapatmanıza olanak yok. Microsoft kullanıcı deneyiminin sorunsuz olması açısından bu konuda ısrarlı. Kısacası Windows tabletine Linux ya da Anroid kurmak isteyen arkadaşlar için üzücü bir haber.

Sonuç

UEFI’ın ”UEFI BIOS” şeklinde kullanılması da ayrı bir sorun. Zira bildiğiniz gibi BIOS ”Basic Input and Output System” anlamını taşırken

UEFI ise Unified Extensible Firmware Interface olarak okunuyor. Bu bağlamda aslında gelenekselleşmiş BIOS kültürünü üzerimizden yavaş yavaş atmamız gerekiyor. Elbette UEFI BIOS demek bu bağlamda yanlış bir tabir değil. Ancak zamanla insanlar BIOS tabusunu da kıracaktır.


Bir diğer konuysa UEFI’ın nasıl telaffuz edileceği yönünde. Birtakım insanlar ”Weffy” şeklinde okurken, Microsoft’un bakış açısından teknik olarak okursak, “U-E-F-I” şeklinde bir sonuca varıyoruz. Bir diğer kesim ise ”you-fee” şeklinde okumaktan çekinmiyor. ”you-eh-fee” de seçenekler arasında. Bana sorarsanız ”you-eh-fee” daha içten. Ancak nasıl okunursa okunsun, UEFI beraberinde adı gibi bir çok ilginç yenilikler getirdi.